Yarasa kesesi veya kozası adı altında yüksek ücretlerle satılan malzemelerin yapay olduğuna işaret eden Albayrak, şunları söyledi:
Türkiye'deki neredeyse tüm mağaraları gezdiğini ve 44 yıldır yarasalarla ilgili araştırmalar yaptığını anlatan Albayrak, "yarasa kesesi veya kozası" gibi bir şeyle karşılaşmadığını anlattı.
Pazarlık yapıp para alıyorlarYarasanın yuva yapmadığına ve kozasının olmadığına dikkati çeken Albayrak, "Yarasa doğuran ve memeli bir hayvandır. Yarasaların böceklerle beslenmesinin dışında farklı bir görevi yoktur. Mağaralara asılan bu yapma kozaların içerisine cıva gibi maddeleri koyarak insanları kandırıyorlar. İnsanlara diyorlar ki 'bunun bir olgunlaşma dönemi var. O dönemden sonra bu ilaç olarak kullanılır.' Pazarlığı yapıp parayı alıyorlar ve bir daha ortadan kayboluyorlar. İnsanlarımız soyuluyor. Bunu duyan insanlarımız da dağ taş demeden mağara ve yarasa arıyorlar. Koza veya kese bulamadıkları zaman yarasaları öldürüyorlar. Mağaralara girmek yasak ama herkes mağara arıyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor" diye konuştu.
Türkiye'de 39 yarasa türü var
Prof. Dr. Albayrak, yarasaların ekosisteme etkisine de işaret ederek, "Yarasalar, mağaraları, ağaç kovuklarını, çatı katlarını ve bodrum katlarını sadece barınak olarak seçerler. Türkiye'de 39 yarasa türü var. Bunlardan bir tanesi meyveyle besleniyor, 38 çeşidi böcekle besleniyor. Yarasaların işi, gücü böcekle beslenmek. Yarasaların doğal dengedeki önemi bu. Yarasalar ortamdaki böcek dengesini ayarlar. Aşırı derecede çoğalma kabiliyeti gösteren böceklerin belirli bir seviyede kalması sağlanır. Böylece bizim de böceklerle mücadelede fazlaca kimyasal kullanmamız engellenmiş olur. Ayrıca yarasalar, yaşadıkları bölgelerde birçok salgın hastalığı engeller. Dolayısıyla korunmaları gerekir" ifadelerini kullandı.